Füru meselelerinde kıyası geniş biçimde kullanmış olan Şafii bu kavramın teorik boyutunu aynı düzeyde işlememiş, dönemin ihtiyaçları gereği bu hususu özet halinde ele almıştır. Devamını Oku »
Kendi döneminde gerek Irak gerekse Medine çevresinin icma oluştuğunu iddia ettiği hususlarda gerçek anlamda İcma bulunmadığı kanaatine vardığı için Devamını Oku »
Dinî hükümlerin temel kaynağı olan Kur’an’ın tamamı ve Sünnet’in önemli bir kısmı lafız biçiminde olduğundan bunların barındırdığı hükümleri açığa çıkarmak maksadıyla çok yönlü dil çözümlemelerine gid… Devamını Oku »
Şahit olduğu ilmî karmaşa kendisini dinin yorum yoluyla tahrife uğraması endişesine sevkettiğinden Şâfiî, ictihad için bir meşruiyet şeması işlevi görecek ve dinî mesâili objektif kriterler çerçevesin… Devamını Oku »
Osmanlı devri Şafii fakihleri Minhacü’t-talibin’in meşhur üç şarihini öne çıkarmıştır. Hayatının önemli bir kısmını Hicaz’da geçiren İbn Hacer ilim ve amel açısından daha yetkin olduğu düşünüldüğünden… Devamını Oku »
Nevevi’nin Rafii’nin telifatını esas alıp geliştirmesi ve bunlardaki eksikleri gidermeye çalışmasıyla birlikte mezhep imamından beri süregelen telif faaliyetleri en gelişmiş biçimine kavuşmuştur. Devamını Oku »
Şafii fıkhı tahsil etmiş olan Nizamülmülk, Selçuklu sultanları Alparslan ve Melikşah’a vezirlik yaptığı dönemde Selçuklular’ın hakimiyetindeki Irak ve Horasan bölgelerinde köklü imar faaliyetlerine girişmiştir. Devamını Oku »
Ebu İshak el-Mervezi ile Nevevi arasındaki dönemin Şâfii fukahası ve literatürü Irak ve Horasan çizgisinden biriyle irtibatlı olarak geliştiği için fıkıh öğrencisi hangi çizgiden beslenmişse mezhep anlayışı ona göre şekillenmiş buna göre yazmıştır. Devamını Oku »
Ana unsuru aynı olmakla birlikte Irak ve Horasan fıkıh çevrelerinin mezhep aktarımında zamanla birtakım farklılıklar oluşmuş ve bu farklılıkların giderek artmasıyla mezhep iki ayrı gelişme çizgisine ayrılmıştır Devamını Oku »
İbn Süreyc ile başlayan süreçte Şafii mezhebi mensubu fukaha hem mezhep mensuplarına hem dışarıya yönelik ilmi faaliyetler yürütmüştür. Mezhep içindeki tedris faaliyetlerinde hoca ya kendisine veya ön… Devamını Oku »
Bu konudaki iki tezden birine göre mezhep iyi yetişmiş dirayetli fakihlerin tedris faaliyetleri vasıtasıyla, diğerine göre ise bu faaliyetler yanında idari görev almaları sebebiyle gerçekleşmiştir. Devamını Oku »
Hadis, fıkıh, kelam, cedel alanlarında iyi yetişmiş bir alim olan ve Şiraz’da bir müddet kadılık yapan İbn Süreyc’in Müzeni dahil bütün Şafii fukahasını aştığı kabul edilir. Devamını Oku »
İlmi anlayışında hadis unsuru baskın olan Ahmed b. Hanbel’in mihne sürecinde gösterdiği direnç onu öne çıkarmışsa da mevcut kutuplaşma durulduktan sonra Şafii’nin eleştiri süzgecinden geçirilmiş hadis… Devamını Oku »
Şafii’nin vefatıyla birlikte Mısırlı talebelerinden Büveyti, Müzeni ve Rebi‘in öncülüğünde gerçekleştirilen tedris, telif ve rivayet faaliyetleri mezhepleşme sürecini de başlatmıştır. Devamını Oku »
Şafii’nin Mısır’a gittikten sonra ortaya çıkan görüşleri “kavl-i cedid” veya “mezheb-i cedid” diye anılır. Mısır’da kaldığı dört yıl zarfında külliyetli bir telifat gerçekleştiren Şafii, mezhebin ana malzemesini teşkil eden Devamını Oku »