Çingene Mitolojisi ve İnançları

Çingene Mitolojisinde Alako (ay) Kültü

Çingene Mitolojisinde Alako (ay) Kültü
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Çingene Mitolojisi ve İnançları Yorumlar : 0 Okunma : 5155 Beğen : 0

“Geçen yüzyılın ortalarında yaşlı bir Çingene, rahip Eilert Sundt’a, Norveç kavimleri arasında yaygın olan bir öğretiyi anlatır. Öğretiye bu biçimiyle başka hiçbir kaynakta rastlanmamıştır. Ancak Sundt’un31 belgelediği üzere, ‘daha sonra yapılan inceleme, gözlem ve araştırmalarda öğretiyle ilgili neredeyse bütün ayrıntıların doğruluğu ortaya çıkmıştır.’ Buna göre yüce Tanrı (baro devel, Tanrı) Çingeneler henüz anavatanları Assaria’da Assas kentinde yaşarken, oğlu Dundra’yı ‘onlara gizli yasalarını bildirmesi ve bir kitap haline getirmesi için insan kılığında yeryüzüne yollar –bu gizli yasalara Tatarlar bugün de dünyanın her yerinde riayet ederler’ (Lanet.) Görevini tamamladıktan sonra Dundra göğe yükselerek kırallığına, yani aya yerleşir ve o günden beri Alako (Fince Alakuu ‘küçülen ay’) diye anılmaktadır. Düşmanları olan Hıristiyanlar ve Türkler, onu kırallığından uzaklaştırmak için hiç durmadan uğraş verir; işte o zaman ay küçülür; fakat kılıç ve mızrakla saldırınca da, yeni ayın uçları birdenbire çıkıverir ve ay yeniden dolunay oluncaya kadar büyür. Bunun üzerine ormandaki ağaçların arasında bulunan Tatarlar diz çöker ve günün birinde kendilerine nihai zaferi kazandıracak ve Türkler tarafından kovulmuş oldukları vatanlarına geri götürecek olan o yüce Zafer Tanrısı’nı överler. O, ölülerin ruhunu yukarıya (Ay) kırallığına götürür.

Kavimlerin reisleri, Alako’nun avuç içi büyüklüğünde bir resmini bulundururlar. Alako bu resimde, sağ elinde bir kalem ve sol elinde bir kılıç tutan, ayakta duran bir adam olarak betimlenmektedir. Kavimlerin yaz ortasında yaptıkları toplantı sırasında, Alako’nun bu resmi önünde yeni evlenmiş çiftler takdis edilir ve çocuklar vaftiz edilir. Öğretinin açıkça pagan, Hıristiyanlık karşıtı özelliğine rağmen –çünkü Alako yeryüzünde Türkler ve Hıristiyanlar’la savaşmıştır ve bugün hâlâ Beng (Şeytan) ve Gern’in (Hz.İsa) amansız düşmanıdır- Tanrı’nın oğlunun yeryüzüne inmesi ve tekrar göğe yükselmesi biçimindeki bu hiç de pagan olmayan motif, eski bir ay kültünün (Ay) Çingeneler’in apokrif Hıristiyan sözlü geleneği (Çingene İncili) ile kaynaşmasına işaret etmektedir. Ayrıca, nihai zaferiyle seçilmiş halkı (Firavun altında bkz. Birinci Dünya) kurtaran Mesih tasarımı da pek görmezden gelinemez. Tanrı’nın sıfatı olan Dundra sözcüğü belirsizdir ve başka hiçbir belgede de bulunamamıştır. Hz.İsa için kullanılan Gern sözcüğü, belki de Çingenece’deki gero ‘mutlu’ sözcüğünün (Hıristiyanlık’taki anlamıyla Yunanca’dan türeme) yanlış duyulması ya da yanlış okunması sonucu ortaya çıkmıştır

Ay Kültü

“Ay tapınma, özellikle Norveç’teki Çingeneler’in Alako-Kültü’nde (Alako) mitolojik bir biçimde karşımıza çıkmaktadır.

Transilvanya’daki Çingenelere göre, Ay Kıralı Yerin ve Göğün beş oğlundan biri ve Yıldızların babasıdır. Orta büyüklükteki dağların kökeni ona dayanmaktadır (Dağ Kültü). Güney Macaristan’daki göçer Çingenelere ait bir masalda, Ay Kıralı’nın iki kızından söz edilmektedir.35 Kızlardan biri, flüt çalan bir Çingeneye çaldığı melodiye karşılık olarak, nehrin derin sularından çıkarak gümüş bir flük armağan eder. Diğeri ise kız kardeşi beklediği halde gelmediğinden vu buna kederlenerek öldüğü için flütçüyü bir kadına dönüştürür. Ancak Sis Kıralı’nın üç altın elması aracılığıyla, yeniden bir adama dönüşüverir. –Ayın büyümesini ve küçülmesini sağlayan, Carana adındaki kuştur.-

Ayın kutsal sayıldığına ilişkin izlere, sözlü gelenek açısından fakir sayılan Almanya ve İngiltere’deki Çingeneler’de de rastlamaktayız. Zanko’ya göre (bkz. B.Çingenelerin Mitolojisi), Çingeneler çok eski devirlerde aya ve güneşe bir tanrıya tapınırcasına tapınmışlardır. Kalderašlar yeni ayı (hilal) uğur getirdiği düşüncesiyle bir tür dua ile karşılar.

“Her ikisi de kaynağını İncil’den alan Çingeneler’in Firavun Efsanesi’nin bir Rus çeşitlemesinde, Kızıldeniz’in (burada Karadeniz’in) dalgaları arasında gömülen firavunun birlikleri ‘Balık Adamlar’a (mačune manuša, yani paš manuša, paš mače ‘yarı adam yarı balık) dönüştürülür. O günden beri de denizde yaşarlar ve zaman zaman da balıkçılara şöyle sorarlar: Bizler ne zaman tekrar insan olacağız?” “Bilmiyoruz” yanıtını aldıklarında da öfkelenerek. Büyük bir fırtına çıkarırlar; ‘Yarın’ yanıtını aldıklarında ise yeniden dibe dalıp, ‘Tsyganka, seni hapishanede geberesice’ diye bağırırlar.

Balık Adam –ve aynı biçimde deniz kızı- tasarımı, yukarıdaki olayın dışında Çingenelerce bilinmemektedir; demek ki bu durumda bu tasarım bir (Rus?) halk inancına dayanmaktadır.”

“Tsyganka” (Rusça kadın”), Firavun’un Yahudi karısının adıdır.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi