Fıkıh Delilleri

Ana Sayfa Dünya Dinleri Ortadoğu Dinleri İslamiyet İman ve İbadetler Fıkıh Fıkıh Delilleri Fıkıh Kaynakları : Sedd-i Zerâi Nedir ? İslam Hukukçuları Nasıl Uygular ?

Fıkıh Kaynakları : Sedd-i Zerâi Nedir ? İslam Hukukçuları Nasıl Uygular ?

Fıkıh Kaynakları : Sedd-i Zerâi Nedir ? İslam Hukukçuları Nasıl Uygular ?
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Fıkıh Delilleri Yorumlar : 0 Okunma : 7235 Beğen : 0

Harama, kötü ve zararlı bir sonuca vasıta olan davranışların yasaklanması, kötülüğe giden yolların kapatılması demek olan sedd-i zerâi‘, bütünİslâm âlimlerince benimsenen bir ilke olmakla birlikte daha çok Mâlikî veHanbelî mezheplerinde telaffuz edilen ve sıklıkla işletilen bir metot olmuştur.Bunun karşılığında yer alan ve iyiliğe götüren yolların açılması anlamınagelen feth-i zerâi‘ de yine İslâm hukukunda hâkim ilkelerden biridir. İslâm'ınbir şeyi kötü ve zararlı görüp yasakladıktan sonra ona götüren, ona vasıtaolan davranışı serbest bırakmayacağı açıktır. Ancak kötülüğe ulaşmaktavasıta olarak kullanılabilecek usul ve yollar insan zekâsının üretim gücüne,dönem ve toplumlara göre değişiklik ve çeşitlilik gösterebileceğinden İslâmsadece yasaklardan söz etmiş, hangi yol ve vasıtaların bu yasağa götürebileceğinintesbitini ve yasağa uyulması yönünde gerekli tedbirlerin alınmasınımüslümanlara bir sorumluluk olarak yüklemiştir.

İslâm hukukçuları kötülüğe, haram ve zararlı olan şeye götürüp götürmeme siaçısından fiilleri üç kısma ayırırlar:

a) Aslen câiz olmakla birlikte kötülüğe götürmesi çok şüpheli veya nâdir olan davranışlar aslî hükmü üzere bırakılmıştır.Meselâ pazarda satılan üzümün şarap imalâtında, silâhın suç işlenmesinde kullanılmasımuhtemel olsa bile satıcıya bu kötü sonuçtan emin olmadığı sürece birsorumluluk terettüp etmez.

b) Kötülüğe ve harama yol açması kesin olan davranışlar,meselâ şarap imalâtçısına üzüm satmak, kumarhane işletmecisine iş yerikiralamak böyledir. Bu kabil işler sedd-i zerâi‘ prensibi gereği genelde yasak sayılmıştır.

c) Kötülük ve harama yol açması kesin veya nâdir olmayan fakatmuhtemel olan davranışlara gelince Hanefî ve Şâfiîler hukukî ilişkilerde istikrarıve güven ortamını koruyabilmek için objektif delilleri ve şeklî şartları esas almışlarve kesin veya çok kuvvetli bir sebep-sonuç ilişkisi olmadığı sürece yasaklamayani sedd-i zerâi‘ ilkesini işletme cihetine gitmemişlerdir.

Mâlikî ve Hanbelîler ise aksi görüştedir. Meselâ Mâlikî hukukçular bazı vadeli satışları,faize yol açacağı endişesiyle yasaklamışlardır. Hanbelîler de borçlunun alacaklısınamûtat ölçü ve âdetin dışında hediye vermesini, bir tür faiz hükmünde olacağıveya buna yol açabileceği endişesiyle câiz görmezler. Öyle anlaşılıyor ki, birfiil ve işlem ile kötülük arasında kurulacak sebep-sonuç ilişkisi konusunda farklıbakış açıları ve değerlendirmeler gündeme gelebileceğinden, fakihler arasındakigörüş ayrılıkları, sedd-i zerâi‘ ilkesini kabulden ziyade bu ilkenin yorum ve uygulamasındayoğunlaşmaktadır.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi