Harici Mezhepleri

Harici Acaride Mezhebi İnançları ve Bağlı Tarikatları

Harici Acaride Mezhebi İnançları ve Bağlı Tarikatları
Yazan : @Dünya Dinleri Tarih : Kategori : Harici Mezhepleri Yorumlar : 0 Okunma : 7736 Beğen : 0

Acrediyye olarak da bilinen ve daha çok Horasan’da yayılmış olan bir Harici Mezhebi. Mezhep, adını kurucusu Abdülkerim b. Acred’den alır. Abdülkerim b. Acred (Acerred) hakkında kaynaklarda pek az bilgi bulunmaktadır. 724-738 yılları arasında Irak valiliği yapan Halid el-Kasri tarafından hapsedildiği ve hapiste öldüğü dikkate alınarak 120 (738) yılı civarında vefat ettiği söylenebilir. Belhli olduğu bilinmektedir. Önceleri Haricilerin Necedat fırkasına bağlı olan Atıyye b. Esved’in, daha zayıf bir rivayete göre ise Beyhesiyye’den İbn Beyhes’in öğrencisi idi. Bazı itikadi ve fikri konulardaki görüş farklılıkları sebebiyle onlardan ayrıldı ve kendi adına nisbetle anılan Acaride fırkasının reisi haline geldi. Hariciler kafirlerin çocuklarına gayri müslim muamelesi yaparken İbn Acred, buluğ çağına erip de İslamiyet’i kabul veya reddettikleri sabit olmadıkça bu çocuklar hakkında hüküm verilemeyeceği fikrini ortaya attı. İrade hürriyeti konusunda Ehl-i sünnet’e uygun bir görüş benimseyerek Allah’ın iradesinin her şeye şamil olduğunu, fakat kötülüğün ona nisbet edilemeyeceğini savundu.Kurucusu hakkinda hemen hiçbir sey bilinmeyen bu kolun baslica görüsleri sunlardir: Yusuf suresi Kur'an'dan degil, yalnizca bir kissadir. Böyle bir ask kissasinin Kur'an'da yer almasi caiz degildir. Büyük günah isleyenler dinden çikmislardir. Savasa katIlmayanlar, ayni inanci paylasiyorlarsa düsman sayIlmazlar.

Acaride, kendi içindeki tali fırkalar arasında bazı görüş ayrılıkları bulunmakla birlikte (aş.bk.), fikir ve aksiyon bakımından şiddet ve aşırılık taraftarı diye bilinen, ayrıca en güçlü Harici fırkası olarak tanınan Ezarika ile, Hariciler’in en mutedil ve Ehl-i sünnet’e en yakın kollarından kabul edilen İbazıyye arasında yer alır. Nitekim bu fırka mensupları, Ezarika’nın sadece kendi yerleşim bölgelerinde bulunan insanların müslüman sayılacağı, başka yerlerde oturup da kendi bölgelerine hicret etmeyen Hariciler’in öteki müslümanlar gibi dinden çıkmış olacağı şeklindeki görüşlerine katılmadılar. Zira Acaride’ye göre, prensip olarak hicret fariza değil, fazilettir; dolayısıyla hicret etmeyerek bulundukları yerde kalanlar da , kebire* işlemedikleri sürece mümin olup hem kendilerinin hem de aile fertlerinin kanları korunmuştur. Buna karşılık Acaride, İbazıyye’nin, kebire işleyenlerin Allah’ı inkar etmiş (kafir billah) kabul edilmeyip nimete karşı nankörlük etmiş (kafir bi’n-ni‘me) sayılmaları gerektiği şeklindeki görüşlerine katılmamışlardır. Yine onlara göre, Ezarika’nın görüşünün aksine, muhaliflerin malları savaş durumu dışında ganimet (fey) sayılamaz.

Kaynaklarda on beş kadar tali fırkaya ayrıldığı bildirilen Acaride’nin belli başlı kolları şunlardır:

Meymuniyye

Meymun b. İmran veya Meymun b. Halid’e uyanlar. İrade, kader, istitaat konularında Acaride’den ayrılarak Mu‘tezile’nin görüşlerini benimsemişlerdir. Meymuniyye’ye göre insan ihtiyari fiillerini kendi başına meydana getirme gücüne sahiptir. Binaenaleyh iyi kötü bütün fiillerini ilahi bir müdahale olmadan yapar; önceden tayin edilmiş bir kaderi yoktur. Müşriklerin çocukları cennete girebilecektir. Meymuniyye grupları, nikahı haram olan yakın akrabayı belirleyen ayeti (en-Nisa 4/24) yanlış yorumlayarak bütün müslümanlarca mahrem kabul edilen bazı yakınların nikahının helal olduğunu iddia etmiş, ayrıca Yusuf suresinin aşk hikayesinden bahsettiği için Kur’an’dan sayılamayacağını ileri sürmüşlerdir. İslam alimleri, bu son iki görüşü benimseyen grupların müslüman kabul edilemeyeceğini belirtmişlerdir.

Halefiyye

Meymuniyye’ye muhalefet ederek onlardan ayrılan ve daha sonra Kirman ve Mukran Haricileri’nin reisi olan Halef el-Harici’ye intisap edenlerden oluşur. Kader problemiyle hayır ve şer konularında Ehl-i sünnet’in fikirlerine katılan, ancak müşriklerin çocuklarının cehennemlik olduğunu ileri süren bu fırkanın mensupları, aralarında kendilerinden olan bir imam bulunmadıkça savaşa girmeyi caiz görmezler.

Hamziyye

179 (795-96) yılında Horasan’da isyan eden, uzun süre Abbasi kuvvetleriyle mücadele ettikten sonra Me’mun zamanında öldürülen Hamza b. Edrek’e (Etrek veya Ekrek) bağlı olanlardan meydana gelen bu fırkaya göre, Allah amellerin yaratılmasını kullara havale etmiş, onlara hayır ve şer işleme gücünü vermiştir. Bundan dolayı kulların fiillerinde Allah’ın iradesi ve müdahalesi söz konusu değildir. Bu fırka, görüşlerinde tamamen Meymuniyye’nin tesirinde kalmıştır. Onlara göre muhaliflerinin ve müşriklerin çocukları cehennemliktir. Ayrıca, düşmandan alınan ganimetlerin kullanılmayıp tahrip edilmesi veya yakılması, şartlar gerektirdiği takdirde bir asırda iki imamın bulunmasının caiz olması, Hamziyye’nin görüşleri arasında yer alır.

Şuaybiyye

Fırkanın öncüsü olan Şuayb b. Muhammed, önceleri Meymuniyye’ye bağlı iken kader ve kulların fiilleri konusunda Meymuniyye’nin hürriyetçi düşüncesine karşı çıkmış ve mevcut olan her şeyin Allah’ın iradesi ile vücuda geldiğini kabul ederek bu fırkadan ayrılmıştır. İmamette Hariciler’in genel prensiplerine uyan Şuaybiyye, çocuklar ve kaade meselesinde ana fırka olan Acaride’nin görüşlerini benimsemiştir.

Hazimiyye

Sistan’daki Acaride’nin çoğunluğunu teşkil eden bu zümre, Hazim b. Ali’nin mensuplarıdır. Hazimiyye, kulun iradesini kabul etmemiş ve her şeyin ilahi iradeye bağlı olarak meydana geldiğini ileri sürmüştür. Kul kendine has bir kudrete sahip değildir. Allah, hayatlarının sonunda kendisine iman ile geleceğini bildiği kimseleri sever, küfür ile gelecek kimselere de buğzeder. Hazimiyye’nin, Hz. Ali hakkında müsbet veya menfi bir kanaat belirtmedikleri de nakledilmektedir.

Ma‘lumiyye

Aslında Hazimiyye’ye bağlı olan bu fırkanın inancına göre, Allah’ı bütün isimleriyle bilmeyen kimse, bunların hepsini öğrenip gerçekten iman etmedikçe kafir sayılır. İstitaat fiille beraberdir, fiil ise kul tarafından yaratılır.

Meçhuliyye

Hazimiyye’den ayrılan ve Ma‘lumiyye’ye karşı olan bu fırkaya göre, Allah’ın bazı isim ve sıfatlarını bilip bazılarını bilmeyen kimse de mümin sayılır. Kulların fiilleri ise Allah tarafından yaratılır.

Saltiyye

Osman b. Ebü’s-Salt’in görüşlerini benimseyen bir fırkadır. Kendi mensuplarını müslüman ve dost kabul etmekle beraber bunların henüz erginlik çağına girmemiş çocukları hakkında hüküm vermezler. Bunlarla ilgili verilecek hüküm, mükellef oldukları zaman İslamiyet’i ve kendi mezheplerini kabul veya reddetmelerine göre değişir.

Etrafiyye

Sistanlı Galib b. Şazek’e mensup olan bu fırka, kader konusunda Hamziyye’nin görüşlerine katılmakla birlikte, onlara göre İslami çevreden uzak bulunan kimseler (etraf), akıl yoluyla bilinecek hususları yerine getirdikleri takdirde, bilemedikleri dini konuları terketmekte mazur sayılırlar.

Eş‘ari ile Abdülkahir el-Bağdadi, Sa‘lebe b. Amr veya Sa‘lebe b. Mişkan’a uyan ve tali bazı gruplardan oluşan Sealibe’yi de Acaride’nin kolları arasında göstermişlerdir. Şehristani ise Sealibe’yi Hariciler’in müstakil bir fırkası kabul eder.



Yazar Hakkında

  • @Dünya Dinleri

    @Dünya Dinleri

    Bırakın Fikirleriniz Özgür Kalsın ! https://www.alternatifforum.org

    Dunyadinleri.Com Yöneticisi