Evrim Teorisi

Ana Sayfa Forum Bilim ve Felsefe Evrim Teorisi Dizilenen goril genomu evrime ışık tutuyor

Dizilenen goril genomu evrime ışık tutuyor

  • Yaman .
    Yaman .
    dunyadinleri.com/yamanf2482
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : DiğerMeslekler
    Giriş : 246
  • Yazan : Yaman . Tarih : Kategori : Evrim Teorisi Cevaplar : 8 Okunma : 5894 Beğeniler : 0
    Dizilenen goril genomu evrime ışık tutuyor

    Goril genomunun da dizilenmesiyle tüm büyük insansıların genomları dizilenmiş oldu. En yakın akrabamızın şempanze olduğu tekrar doğrulanırken, genomumuzun %15'inin gorillere daha çok benzediği ortaya çıktı.

    Bilimcilerin 11 yıl önce insan genomunu dizilemelerinin ardından, en yakın akrabalarımız olan diğer büyük insansıların genomları da dizilenmeye başlanmıştı. Günümüzde büyük insansıların dört grubu bulunuyor: şempanze ve bonobolar, insanlar, goriller ve orangutanlar. En yakın akrabamız olan şempanzenin genom analizi 2005'te, orangutan genomu da 2011'in başlarında yayınlanmıştı. Son olarak da San Diego hayvanat bahçesinde yaşayan Kamilah isimli dişi bir gorilinin genomunun analizi geçtiğimiz gün Nature dergisinde yayınlandı.

    İngiltere’deki Sanger Enstitüsü’nün başını çektiği araştırmacılar, tüm insansıların genomlarının dizilenmiş olmasının büyük önem taşıdığını vurguluyorlar. Bu sayede soyu tehlike altında olan bu türleri daha iyi tanımakla kalmıyoruz, kendi genomumuzdaki, bizleri insan yapan mekanizmaların ve evrimsel geçmişimizin daha iyi anlaşılması da mümkün hale geliyor. Örneğin iki ayak üzerinde yürüme veya konuşma gibi insana mahsus özelliklerin genetik temellerini bulmak için, insan genomunu akraba türlerin genomlarıyla karşılaştırmak şart.
    Pozitif seçilime uğramış genler

    Makalede yer alan genom karşılaştırmasında diğer insansılar ile insan genomunun çok benzer olduğu doğrulandı: DNA dizilerimiz şempanzelerle yalnızca %1.4, gorillerle %1.8, orangutanlarla ise %3.4 farklı. İki insan arasındaki genom farkı ise %0.1.

    Makalede ayrıca, insan, şempanze ve goril soylarının her birinde 500'den fazla genin ortalamadan hızlı evrildiği görüldü. Bu genlerdeki mutasyonlar bahsi geçen türlere evrimsel üstünlük sağladıkları için pozitif doğal seçilime uğramış görünüyorlar.

    Bunun örneklerinden biri, gorillerde derinin sertleşmesiyle ilgili genlerin daha hızlı evrilmesi. Yazarlar, bu genlerin evriminin, gorillerin ellerinin dış yüzeyine basarak yürümelerine izin verdiği tahmin ediyorlar.

    Araştırmada üreme ve bağışıklıkla ilgili genlerin her üç türde hızlı evrildiği görüldü. Buna ek olarak, işitme ve beyin gelişimi ile ilgili genlerin hem insanlarda hem gorillerde hızlı evrildiği farkedildi. Goril genomu analizinden önce kimi araştırmacılar, insanlarda işitmeyle ilgili genlerin hızlı evriminin dilin evrimiyle ilişkili olduğunu tahmin ediyorlardı. Şimdi goril genomunda da benzer bir yönelimin görülmesiyle bu sav yeniden gözden geçirilebilir.

    Yazarlar, insan, şempanze ve gorillerin genetik olarak benzer düzeyde pozitif seçilime uğradıklarına işaret ederken, insanın diğer türlerden ‘daha çok evrilmiş’ olmadığını da ima ediyorlar.

    Öte yandan araştırma sonuçlarına göre, insan ve şempanze genomları ortalamada birbirine gorilden yakın da olsa, insan genomunun %15’inde insan gorile daha yakın (genomun bir diğer %15’inde de gorille şempanze birbirine daha yakın). Bu tip örüntülerin ana sebebi kalıtımın rasgeleliği. İki kardeş arasında genlerin yalnızca %50 aynı olması ve genomun belli bölgelerinde iki kuzenin iki kardeşten daha yakın olması, aynı rasgelelikten kaynaklanıyor.
    İnsan, şempanze ve goril ne zaman ayrıştı?

    Tüm büyük insansıların genomlarının karşılaştırılmasıyla, gorillerin, şempanzelerin ve insanların ne zaman evrildikleri, ortak atalarından ne zaman ayrıştıklarına dair tablo da netleşiyor. Geçen yıllarda yapılan genom analizleri, genom farklarını mutasyon hızıyla çarparak, insan ve şempanze soylarının 4.5 milyon yıl önce ayrıştıklarını tahmin etmişlerdi. Öte yandan fosil kayıtlarını inceleyen paleontologlar bu ayrışmayı 7 milyon yıl öncesine kadar geriye götürebiliyorlardı.

    Goril genomunu analiz eden ekip ise bu çelişkiye iki olası açıklama öneriyor: Birincisi, mutasyon hızları zamanla azalmış gibi görünüyor (nitekim mutasyon hızı 20 milyon yıl önce genom bazı başına yılda 1/1.000.000.000 iken, daha yakın zamanda yarıya düşmüş). İkincisi, insansılar türleşmeye başladıkları dönemlerde türler arasında çiftleşmeler uzun süre devam etmiş olabilir. İki koşulda da genom karşılaştırmaları, fosil verileriyle aşağı yukarı uyuşuyor. Elbette fosil verilerinde kısmi hata olasılığı da var.

    Makaledeki genom analizlerine göre goriller insan-şempanze dalından 8 ila 12 milyon yıl önce ayrışmış; daha sonra, yaklaşık 5.5 ila 7 milyon yıl önce de insan ve şempanze soyları ayrışmış. Ekip, daha fazla fosil ve genetik veri biriktikçe bu tarihlerin daha kesin olarak tespit edilebileceğini vurguluyor.
    Goril türleri ne kadar farklı?

    Çalışmada genomu dizilenen birey, ataları Gabon ve Kamerun civarında yaşayan bir batı ova goriliydi. Çalışmada Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusunda yaşayan doğu gorillerine ait bireyler de dizilendi. Bu analiz, batı ova gorilleriyle doğu ova gorillerinin 1.75 milyon yıl önce birbirinden ayrıldığı, ancak bir süre daha çiftleşmeye devam ettiklerini gösterdi. Nitekim batı (Gorilla gorilla) ve doğu gorilleri (Gorilla beringei) farklı türler olarak kabul ediliyor.

    Popülasyon genetiği analizi ayrıca doğu ova gorili populasyonunun genetik çeşitliliğinin batı gorillerinkinden çok daha düşük olduğunu gösterdi. Bu fark manalı, çünkü batı gorillerinin sayısı bugün 200 binken, doğu gorili nüfusunun bunun onda biri olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca bu sonuç, doğu gorillerinin nüfusunun uzun zamandır düşük olduğuna ve nüfus azalmasının tamanen insan kaynaklı olmadığını ima ediyor. Zira uzmanlar, nüfus azalmasının genetik çeşitliliği etkilemesinin zaman alacağını vurguluyorlar. Yine de makalenin yazarları, gorillerin yaşam alanlarının korunması gereğini ve bugünkü insan etkisinin olumsuz sonuçlarını vurgulamaktan da geri durmuyorlar.

    Makalenin bilim kültürü açısından da dikkate değer yanları var. Bir defa söz konusu Nature makalesinin kamuya açık olması makaleden geniş bir kamuoyunun yararlanmasına imkan veriyor. Goril genomunun ilk sürümünün bundan iki yıl önce, Ensembl ve UCSC Genome Browser gibi kamuya açık veri tabanlarında yayınlanması da önemli. Uzmanlar, genomların ilgili makalelerden önce yayınlanması alışkanlığının genom bilim alanında giderek yaygınlaştığını; bunun da tıp, moleküler biyoloji ve evrim alanlarında çalışmaları hızlandıracağını belirtiyorlar.

    İlgili makale:

    Scally vd. 'Insights into hominid evolution from the gorilla genome sequence' Nature, 2012, doi:10.1038/nature10842

    İmza

    İnsanlık henüz gelişmedi, ve biz henüz işçilerin,tarım emekçilerinin,köylülerin,asker temsilcilerinin sovyetlerinden daha üstün ve daha iyi bir hükümet şekli bilmiyoruz.

insanın evrimine dair bir kladogram çizelgesi şöyl…

  • Deicide 06
    Deicide 06
    dunyadinleri.com/deicideb142d
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 18
  • Yazan : Deicide 06 Tarih : Beğeniler : 0

    insanın evrimine dair bir kladogram çizelgesi şöyledir. (evrim ortak ataları gözönüne alır ve birden fazla çizginin birleştiği noktalar, bu grafikte ortak ataları temsil eder.) resimleri büyütmek için üstüne tıklayın.

    geniş çaplı bir kladogram çizgelgesi, vertebralıların (amniyonlu) evrimini özetler

    şimdi memelilerin evrim kladogramını inceleyelim

    en son olarak insansıların kladogramı

    nihayet geldik insanın ve tüm canlılığın çizgelgesine

    tüm canlılıksa,

    İmza

    Her bunalım alışılageleni atar, dış örtüleri koparır, zamanını tamamlamış olanı süpürür, daha derin güç ve gerilimleri açığa çıkarır. (Lenin)

İnsanın evrimini ele alırkan öncelikli olarak ilk…

  • Deicide 06
    Deicide 06
    dunyadinleri.com/deicideb142d
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 18
  • Yazan : Deicide 06 Tarih : Beğeniler : 0

    İnsanın evrimini ele alırkan öncelikli olarak ilk orta ve son aşamalar olarak bölmek zorundayız. bu konu üzerinde yazılmış çokça kitap varolmakla birlikte, charles r. darwin'in türlerin kökeni (1859) ve ardından bu kitabı tamamlama maksadıyla yazılan seksüel seçme ve insanın türeyişi (1871) adlı kitapları okumak yerindedir. darwin'in döneminde kalıtım mekanizmasının nasıl işlediği açıklığa kavuşmadığından genetik biliminin temel argümanlarını ve temel genetik bilgisi edinmek, evrim ve doğal seçilim sürecini bu yönde yorumlamak gerekir.

    İnsanın evriminde ilk aşama Chordata filumunun evrimleşmesinden önceki döneme denk düşer. Chordata filumu insana giden yolun ortanca zaman diliminde ortaya çıkar ve primatların meydana gelmesi ile bu orta aşama son bulup yerini son aşamaya bırakır.

    İilk aşama, -ilk canlının evrimini atlarsak- ökaryot hücre tipinin evrimleşmesi olarak niteleyebiliriz. ökaryot hücre tipi yüksek bir organizasyona sahip olup, hücre içi geniş işbölümüne ve zarla çevrili karmaşık organellere sahip yüksek bir hücre türüdür. ileri enerji üretimi ve yüksek salgı kapasitesi nedeniyle çok hücreliliğin evrimi prokaryot değil ökaryot tipten gerçekleşmiştir. prokaryotlar ise arkelerin meydana gelmesine rağmen çok hücreli ve eşeyli bir form kazanamamış iç çeşitlenmeleri sınırlanmıştır. ökaryotların evrimi, prokaryot hücre tipinin üst biçimleri ile ortak atadan ayrışma sonucu meydana gelir.

    ökaryotlarda, bitki,mantar,protist gibi şubelerin ortak atalarla ayrışmasının yanı sıra, bir de bunların daha üst bir formunu teşkil eden hayvan şubesi meydana gelir. ilk tek hücreli hayvanlarda eşeyli üreme yeteneğine sahiptir ve zamanla bu tek hücreli ökaryot tipin örnekleri arasında protistler harici kalanların hepsi eşeyli üreme ve mayoz bölünme özelliklerininde etkisiyle gerçek dokusu olan çok hücreli türlere evrimleşirler. işte kambriyen patlama denen olayın arkasında yatan olgu budur.

    gerçek dokusu olan hayvanlardan filumlar meydana gelir, bu filumlar içinde chordata adı verilen ve sırtipliler olarak adlandırılan bir hayvan grubu ortaya çıkar. henüz kıkırdaksı ya da kemiksi herhangi bir iskelet öğesine, omurgaya sahip olmamasına rağmen elastik notorkord taşır, ve beyin, kalp, karaciğer,böbrek vb. gibi organlara sahip olmamasına rağmen beyne benzer bir sinir topluluğu, kalbin görevini gören kontraktil (kendinden pompalı) atardamara ve kapalı dolaşıma, metabolik artıkları parçalayıp dışarı atabilen omurgasızlardan kalma nefridiyum benzeri yapılara rastlanır. elbette bu kadar gelişme bile chordatların , kafatassızlar adı verilen infra şubesine ait ve çoğunlukla günümüzdeki tek örneği amphioxus adı verilen türe ait özelliklerdir. kafatassızlara gelinceye değin ortak ata ile evrim sürecinde, korda (sırtipi) önce sadece kuyruk bölümünde embriyonel safada gözlenen şekilde ortaya çıkmış (tulumlular), daha sonra ise kısmi şekilde varlığını sürdürmüş (yarı-sırtipliler) nihayetinde tüm yaşam boyunca bir uçtan diğer uca uzanan kordaya sahip kafatassızlar ortaya çıkmıştır. korda omurganın atasıdır ve bütün omurgalı hayvanların embriyosunda bulunur, daha sonraki gelişim sürecinde yerini omurlardan oluşan kıkırdaksı yada kemiksi omurgaya bırakır. bunların (ampihoxus) büyüklüğü ancak bir kaç cm kadardır (5cm).

    nihayet sırtipinin ortaya çıkması ille omurgalılara -dolayısıyla insana- giden yol görünür. kafatassızlardan, gerçekkafataslılar meydana gelir. bu grubun kıkırdaksı omurgası vardır, ama çene kemikleri henüz evrimleşmediğinden çenesizler olarak adlandırılırlar. çoğu kaynakta çenesiz balıklar olarak geçen bu grup, aslında balık olmayıp, kıkırdaktan yapılma gerçek bir kafatasına, omurgaya, kalp, beyin, ciğer ve ilkel böbreğe (mezonefroz) sahiptir. bu bağlamda balık değil, gerçek çenelilere dahil olan balıkların atalarını bünyesinde taşır.

    nihayet gerçek çenelilerin ilk üyesi olan kıkırdaklı balıklar ortaya çıkar. bunların gerçek çeneleri ve yüzgeçleri olmasına rağmen iskeletlere kıkırdaktan yapılı olup geri özellikler gösterirler. (vatoz ve köpek balıkları günümüzde yaşayan örnekleri) bu nedenle kemikli balıklar meydana gelir. kemikli balıklarda ise iskelet sistemi tamamen kemiklemiş olup, daha ileri bir basamağı temsil eder. kemikli balıklarda ortak atadan ışınyüzgeçliler ve etyüzgeçliler olarak ayrılır. ışınyüzgeçliler daha erken dönemde ortaya çıkar ve etyüzgeçliler, kara omurgalıların atası olup, bir bölümü akciğerli balıklara (dipnoi) dönüşürler. akciğerli balıkların günümüzdeki örnekleri okyanus ve deniz, göl tabanlarında bir amfibian gibi havadaki oksijeni alıp sürünebilmekte üstelik bunların günümüzde yaşamayan fosilleşmiş türlerinde kemikleşmiş üyeler görülmektedir (tiktaalik).

    akciğerli balıklar tetrapodlar haline gelir ve 4 üyelilerin ilk örnekleri buradan çıkar. nihayetinde ortak ata ile ikiyaşayışlılar ve amniyonlu sürüngenler evrimleşir. jura devrinde sürüngenler gezegeni talamıştır. buna birde -çiçeksiz bitkilerle- dinozorlar eklenince dünya bir dönem soğukkanlı yaşamın egemen olduğu son derece itici ve renksiz bir yerdi.

    çiçekli bitkiler ve sıcakkanlı yaşam yani kuş ve memelilerin evrimi, doğal afetler ve besin kıtlığı yaşam alanlarının değişimi nedeniyle bir çok amfibian, sürüngen ve dinozorun ortadan kalkması (dinozorların tamamen) ve yerini kuş ile memeli habitatına terk etmesi ile başlar. çiçekli bitkilerde (meyve veren ve çiçek açan bitkiler) açık tohumlu olarak ortaya çıkarlar (dut kozalak böğürtlen). ortaya çıkan sıcakkanlı yaşam henüz ilkeldir ve iç gelişimini tamamlamamış olup ortak ata seviyesindedir. çiçekli bitkilerde de kapalı tohumluların meydana gelmesi ancak 3. zamanı bulacaktır.

    devam edecek..

    İmza

    Her bunalım alışılageleni atar, dış örtüleri koparır, zamanını tamamlamış olanı süpürür, daha derin güç ve gerilimleri açığa çıkarır. (Lenin)

3. zamana gelindiğinde ilk çiçekli bitkiler ve mem…

  • Deicide 06
    Deicide 06
    dunyadinleri.com/deicideb142d
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 18
  • Yazan : Deicide 06 Tarih : Beğeniler : 0

    3. zamana gelindiğinde ilk çiçekli bitkiler ve memelilerin takımları gözlenir. tek ve çifttoynaklıların, primatların, etçillerin ve diğer büyük memeli takımlarının ilk -ortak ata- örnekleri az sayıda ve geri özellikleri ile meydana gelirler. bundan sonraki süreç insanın evrimi aşamalarının üstte değindiğimiz aşamalarından sonuncusu olarak adlandırılır. çünkü artık insan, primat takımının iç gelişimi ve çeşitlenmeleri esnasında ortaya çıkma imkanı yakalayacaktır. insanın ortaya çıkması 4. zamanın ilk dönemi yani günümüz jeolojik devrine denk düşmekle birlikte, yakın ataları ve soyu tükenmiş akrabaları 3. zamanın son döneminde yaşamıştır.

    doğrudan ve detaya inmeden özetlersek, primatlar kendi içinde darburunlu ve genişburunlu olmak üzere iki büyük alt-takıma ayrılır. darburunlular, insanı, insanın ataları ve yakın akrabalarını, insansı maymunları, ayrıca bir çok ağaç maymununuda kapsayan bir alt-takımdır. genişburunlular ise lemurlar ve makilerin dahil olduğu insana çok uzak kalan diğer gruptur. insan ve ataları ilkinden yani darburunlulardan ortaya çıkmıştır.

    darburunlular, eski ve yeni dünya maymunları olarak bölünürler. eski dünya avrasya ve afrikayı kapsayan toprakları ifade ederken, yeni dünya sonradan keşfedilen amerika ve avustralya kıtalarını kapsar. insan ve ataları bu sınıflamada ise eski dünya maymunlarına yani insansı maymunların sınıflandığı gruba yakındır.

    insanın ataları eski dünyanın afrika kıtasında yaşamıştır. insansı maymunların bir çoğuda bu kıtada yaşarlar ve buradan köken alırlar. eski dünyada yaşayan, dik durma yeteneğine ve insanlaşma eğilimine sahip bir primat bir koldan kuyruksuz insansı maymunları (şempanze, gibbon, goril, orangutan) oluşturacak olan öncüle evrilirken, diğer koldanda insana gidecen ve şu an soyu tükenmiş olan maymunsu insanı (australopithecuslar) meydana getirir. homo cinsi işte bu maymunsu insanların arasından türemiştir ve bunlar arasında anamensis, afarensis, africanus gibi çeşitli türlere rastlanmıştır. nihayetinde homo yani insansılar cinsi ortaya çıktı ve insana giden evrim süreci başlamış oldu.

    homo cinsinin günümüzde yaşayan tek örneği insandır (homo sapiens). geri kalan bütün türler, yani insanın ataları ve bu tkasona sınıflanan yakın akrabaları, insanla rekabet edemediği için doğal hayattan silinmiştir. zeki yaşamında örneğini teşkil ederek, tüm canlılık aleminin en üst numunesini ortaya çıkaran bu cins, habilis, erektus, heidelbergensis, neandertalensis vs. gibi sayısız türe ev sahipliği yaptı ve sonunda homo sapiens meydana geldi. homo sapiens ise afrikada iki alt-türe ayrıldı. birisi homo sapiens idaltu (insan), diğeri ise homo sapiens sapiens yani modern insandı. idaltu soyununda ya karışma ve melezleşme ya da ortadan kalkma sonucu tükenmesi, modern insanın zekasınıda kullanarak tüm ekolojik nişleri kontrolü altına geçirmesine ve önce avcılık, ardındansa evcilleştirmeleri (yabanıl bitki ve hayvan soylarını ıslah) tarım ve hayvancılığın ortaya çıkmasına yol açtı. son olarak alet üretiminin ve teknolojinin, bilim-tekniğin gelişimi ile ilkel sanayi meydana gelir.

    günümüzde ise insan toplum ve sınıflara bölünme tarzında bir hayat yaşamakta, tüm doğayı ileri bilim-teknolojisi ile kontrol altına almayı amaçlamakta bu yönde hareket etmektedir. milyonlarca yıl süren evrim sürecinde maymun-atalarından ayrılan insan, eski geçmişini unutmuş ve kendi belirlenimlerine göre bir evren, insan-merkezli bir evren yaratmıştır. dinler ve insanın kendisine yabancılaşma süreci bunun ürünüdür. önce animistik ve ruhani, psişik inançlar şeklinde beliren ilkel ritüeller zamanla yerini tanrıcılığa bıraktı. bu tanrıcılıksa sistemli dinlere dönüştü. (çok ve tektanrıcı sistemler).

    ilerleyen dönemlerde de insan sadece bu gezegene değil, yıldızlararası sistemlere ve fgökadamızın, evrenimizin geri kalanına keşifler yapacaktır.

    İmza

    Her bunalım alışılageleni atar, dış örtüleri koparır, zamanını tamamlamış olanı süpürür, daha derin güç ve gerilimleri açığa çıkarır. (Lenin)

insan vücudunun -iki ayak üstünde dik duruşu gözön…

  • Deicide 06
    Deicide 06
    dunyadinleri.com/deicideb142d
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 18
  • Yazan : Deicide 06 Tarih : Beğeniler : 0

    insan vücudunun -iki ayak üstünde dik duruşu gözönüne alınarak- diklemesine simetrik yapı sergilemesi ise yassısolucanlara kadar uzanan bir yada bir kaç genin marifetidir. buna bilimde bileteral simetrililik adı veriliyor ve yassısolucanlardan insana kadar (sölomlular, ikincil ağızlılar, kordalılar, omurgalılar, balıklar, tetrapodlar, amfibian, reptil, kuş, memeli ve elbette bir memeli olan insan) bu özellik evrim sürecinde korunmuştur. sadece değişik varyetelerle farklı taksonların inşası sürecinde, farklı biçimler kazanmıştır. örneğin herhangi bir balık, kertenkele, yılan, kuş ve köpek , kedi ,maymun hatta omurgasız toprak solucanlarını, parazitik bağırsak kurtlarını vs. ele alın, hepsi iki yanı bakışımlılık gösterir. bunun örneği dediğim gibi önce tenya gibi türleride bünyesinde yaşıyan çok ilkel yassısolucanlar (pilatyhelminths) ortaya çıkar ve daha gelişkin olanlara ortak atalar yolu ile aktarılır.

    keza vücudumuzda bir uçta ağız diğer uçta kıçımızın varoluşuda ikincil ağızlılar denen taksona kadar uzanır ve ilk olarak deniz hıyarlarında ortaya çıkmış, insanıda kapsayan kordalılar filumunda olduğu gibi devam etmiştir. kordalıların tamamı ağızla yer, kıçtan sıçarlar kedide böyle köpekte, atta , maymunda, insanda inekte, yılanda, semenderde vs..

    görüldüğü gibi evrim kuramını anlayabilmek için öncelikle temel biyoloji ve genetik bilgisi edinmek ve sonra darwin'in üstte bahsettiğim 3 ana eserini okumak gerekir. aksi durumda adnan oktar gibi sahtekarların tuzağına düşmemesi , bu cahil insanlar için elden bile değil.

    İmza

    Her bunalım alışılageleni atar, dış örtüleri koparır, zamanını tamamlamış olanı süpürür, daha derin güç ve gerilimleri açığa çıkarır. (Lenin)

sene 2006 idi baya bi zaman geçmiş onur tolga dev…

Alıntı Oğuz Abdullah Demişki : sene 2006 idi baya…

  • Deicide 06
    Deicide 06
    dunyadinleri.com/deicideb142d
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 18
  • Yazan : Deicide 06 Tarih : Beğeniler : 0

    Alıntı Oğuz Abdullah Demişki :
    sene 2006 idi baya bi zaman geçmiş onur tolga dev genç ve diğer isimler naptın bölümünü bitirebildin mi odtüyü bitirmek zordu derslerin kötüydü ben senin en çok kavga ettiğin kişiydim hatırlasana


    Cevap : selam faşist ve türk-islamcı oguz dünyayı bitirdim bölümü bitiremedim. lise mazunuyum, işsiz ve zavallı bir durumdayım (evet itiraf edeyim baba parası yiyorum smiley). elbette bunda ülkenin siyasi atmosferi büyük rol oynadı desem yeridir. üniversiteden ayrılalı çok oldu, buraya her ne kadar profil olarak "öğrenci" düşsem bile. 2006'dan günümüze bir yetişkin için fazla bir zaman dilimi olmasa gerek, ergen ve veletler için gelişim çağı olması babında manidardır 6 sene.

    İmza

    Her bunalım alışılageleni atar, dış örtüleri koparır, zamanını tamamlamış olanı süpürür, daha derin güç ve gerilimleri açığa çıkarır. (Lenin)

ne yani o güzelim üniversiteyi bıraktın mı ,kusura…

Alıntı Oğuz Abdullah Demişki : ne yani o güzelim ü…

  • Deicide 06
    Deicide 06
    dunyadinleri.com/deicideb142d
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : DiğerYerler
    Meslek : Öğrenci
    Giriş : 18
  • Yazan : Deicide 06 Tarih : Beğeniler : 0

    Alıntı Oğuz Abdullah Demişki :
    ne yani o güzelim üniversiteyi bıraktın mı kusura bakma ama kendine yazık etmişsin zeki bi çocuksun o bölümü ve okulu bitirecek kapasitedeydin ne diyeyim


    Cevap : her şey zeka ile olsaydı, kimbilir neler başarırdım şimdiye kadar dersleri vermeyince -sınavlara bile girmiyordum- okul uzadı bende bitiremeyeceğim okula daha fazla para yatırmama adına ayrıldım.

    İmza

    Her bunalım alışılageleni atar, dış örtüleri koparır, zamanını tamamlamış olanı süpürür, daha derin güç ve gerilimleri açığa çıkarır. (Lenin)