islamiyet

Ana Sayfa Forum Din ve İnançlar islamiyet Kuranda kadınların şahitliği

Kuranda kadınların şahitliği

  • muhsin kilavuz
    muhsin kilavuz
    dunyadinleri.com/dakoka
    buradaydı
    Cinsiyet : Bay
    Şehir : Ankara
    Meslek :
    Giriş : 223
  • Yazan : muhsin kilavuz Tarih : Kategori : islamiyet Cevaplar : 0 Okunma : 846 Beğeniler : 0
    Kuranda kadınların şahitliği

    KURANDA KADINLARIN ŞAHİTLİĞİ

    Borçların yazılmasının emredildiği ayette borçların yazılmasında iki adil şahidin bulunması emredilmiştir. ’İçinizden iki erkeği şahit tutun. İki erkek bulunmazsa o zaman doğruluklarından emin olduğunuz bir erkek ile , biri unutur veya yanılırsa diğeri hatırlatabilir ümidiyle iki kadının şahitliğini alın. Şahitler çağrıldığında, şahitlikten kaçınmasınlar.’(Bakara suresi 282.ayet)

    Ayette yer alan ‘İki erkek bulunmazsa o zaman doğruluklarından emin olduğunuz bir erkek ile, biri unutur veya yanılırsa diğeri hatırlatabilir ümidiyle iki kadının şahitliğini alın.’ Cümlesi;’iki kadın şahitin bir erkek yerine kabul edildiği ‘ durumu kadına haksızlık olarak düşünüldüğü için bazı çevreler tarafından yanlış anlaşılmakta ve bu ifadesinden yola çıkarak Kuranın hükümlerinin tarihsel olduğu ve belli bir dönem için geçerli hükümler bildirdiği sonucuna varılmaktadır.

    1-Öncelikle ayette işaret edilen bu düzenleme kadınlar için bir kolaylaştırma ve yüklerini hafifletme amacıyla onlar için sağlanmış bir ruhsattır. Çünkü şahitlik insanı meşgul eden ve birçok durumda işlerinden alıkoyan ağır bir sorumluluktur. Oysa kadının çocukları , eşi ve diğer yakınları gibi ilgilenmesi gereken çok daha ağır sorumlulukları vardır. Her şahitlik için çağrıldığında kadının mahkemeye gitmesi gerekecektir. İşte bu kadını böyle bir işten koruma amacıyla bir erkek bulunamadığında bir kadın değil de iki kadın bulunması gerektiği istenmiş, bunu sağlamak bprçlu ve alacaklılar için daha zor olduğu için iki kadın bulup arama yerine ikinci başka bir erkek şahitin bulunması çaresine dolaylı bir yönlendirme yapılmıştır. Ayette kadınların borçlarla ilgili şahitliklerinde bu şekilde şahit tutulmasının iki gerekçesine dikkat çekilir.

    Birincisi: Bir kadın şahit yanıldığında ikincisinin hatırlatarak düzeltmesi(Ayette belirtildiği üzere)

    İkincisi: Şahitlerin her çağrıldığında gelmekten kaçınmamaları ve hazır bulunmaları.

    Birinci gerekçede uzmanlık gerektiren ticari hayatta kadınların fazlaca meşgul olmaması sebebiyle bu konuda yanıldığı ve unuttuğu zaman ikinci kadının hatırlatması sağlanmıştır. Bu kadınların hafızalarının zayıf olduğu anlamına gelmeyip sadece ticari hayat ve borçlar hukuku gibi kadınların daha az bulunduğu bu sahada onlar için bir destektir.

    İkinci gerekçe olarak ise : Şahitlerin her çağrıldıklarında hazır bulunmaları gerektiğidir. Çünkü şahitlik hakkaniyetin gözetilmesi ve her çağrıldığında gidilmesi gereken ağır bir sorumluluktur. Oysa kadın için her çağrıldığında mahkemelerde hazır bulunması onun için bir zorluktur. Ayrıca kadın şahitlik için gittiğinde erkeklerin kalabalık bulunduğu yerde mahremiyetin sağlanması için yanında ona destek olabilecek ikinci kadının psikolojik durumu için daha uygundur. Çünkü ticarette ve borçlarla ilgili anlaşmazlıkların bulunduğu yerler daha çok erkeklerin bulunduğu mekanlardır. Bir kadının tek başına buralarda bulunması yerine psikolojik yönden ona destek olabilecek ikinci bir kadının bulunması sağlanmıştır.

    2- Şahitlik konusunda ayette gözetilen şartlar, şahidin erkek veya kadın olması özelliğine değil, şahitlerin şahitliğinin kabul edilmesi konusunda her dönemde gözetilmesi gereken şu şartlara dayanır:

    Birincisi: Şahidin güvenilir ve tarafsız olması aleyhinde şahitlik yapılan kişiyle şahit arasında bir husumetin bulunmaması, ayrıca taraf tutmasını gerektirebilecek bir akrabalığında bulunmamasıdır. Bu durumda eğer kişi güvenilir değilse veya şahitlik yaptığı konuda yeterli ehliyete sahip değilse erkek de olsa onun erkeliğine bakılmaz ve şahitliği kabul edilmez. Ceza hukukunda bile eğer erkek aşırı heyecanlı ve duygularını kontrol edemeyecek kadar aşırı şefkat gösteren birisi ise, bu adamın şahitliği de kabul edilmez.

    İkincisi: Şahit ile, şahitlik yaptığı olay arasında , onun bu olay konusunda şahitlik yapabilecek bilgi seviyesine ve ehliyetine sahip olmasıdır.. Mesela çocuğun annesinin tespitinde kadın ebenin şahitliği tek başına kabul edilir. Süt emzirme , çocuğun bakımıyla ilgili konularda da kadının şahitliği tek başına kabul eidlir. Kadınların çoğunlukta bulunduğu hamam,yurt,barınma yerleri ve benzeri gibi yerlerdeki cinai ve hukuki olaylarda kadınların şahitliği tek başına şahit olarak geçerlidir. Bu noktadan hareketle kadınların şahitliğinin dışında başka bir erkeğin şahitliğinin kabul edilmediği yerlerin bulunması ihtimal dahilindedir. Bundan dolayı ilgili olayların durumuna göre şahitlerin sayısı ve özellikleri içtihada bağlı konu olarak değişiklik gösterebilmektedir.Ebu Hanife, Ahmed Bin Hanbel , İbni Abbas, Hz.Osman, Hz.Ali, Abdullah Bin Ömer ve Hasan Basriye göre genellikle sadece kadınların bilgi sahibi olduğu konularda adil ve güvenilir tek kadının şahitliği yeterlidir. (El Cevziyye, İbn Kayyım , Şemsuddin Muhammed Bin Ebi Bekr,Et Turukul Hukmiyye s.116. Bu eserde tek kadın şahidin şahitliğinin kabul edildiği yerler konusunda birçok örnekler verilmiştir.Netice olarak ilgili olayın durumuna göre şahitlerle ilgili şartlar ve durumların değişmesinin içtihata bağlı olarak kabul edildiği anlaşlmaktadır.)

    Kuranın kaynaklık ettiği İslam Hukukunda kadının tek başına şahit olarak kabul edildiği hatta erkeklerin şahitliğinin kabul edilmediği yerlerinde bulunması ,İslamın hukuki tasarruflarda kadına verdiği değeri göstermektedir.

    3- Burada karıştırılan şu hususa dikkat edilmesi gerekir. İslam hukukunda kadın hukuki ve ticari bütün tasarruflarını tek başına yapabilir imzasını atabilir. Mesela bir ev , araba aldığında tek başına tasarrufta bulunabilir , yaptığı akitlerde tek başına hukuki kişiliğe sahiptir. Büyük şirketlere tak başına sahip olabilir ve bunların idaresinde tek başına hukuki tasarruflarda bulunabilir. Kuran bunlara hiçbir sınırlama getirmemekte hatta kadınlara ayrı hitap ederek özellikle zekat ve sadakayı emrederek onların da erkeklerden ayrı olarak zengin olmalarını tavsiye etmektedir.

    (kadınlara hitap ederek) namaz kılın ve zekat veriniz, Allah ve elçisine itaat ediniz(Ahzap Suresi 33)

    ‘Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, ……………(Ahzap suresi 35)

    Gibi birçok ayette kadınların özellikle kendi mallarından zekat ve sadaka vermeleri emredilmiştir. Zekat ve sadaka vermek ise özellikle belli bir mali güce sahip olmayı gerektirir. Bu durumda zekat konusundaki bu emirle, aslında kadınların da mali yönden zengin olmaları konusunda bir teşvik olduğu anlaşılmaktadır.

    Kuranın bu ayette şahitlikle ilgili bildirdiği bu düzenleme, kadınların tek başlarına yaptıkları hukuki tasarruflarındaki kişilik temsiliyeti haklarıyla ilgili değil, borçlarla ilgili şahit gösterildiğinde ikinci bir kadın şahit tarafından desteklenmesşyle ve onun üzerindeki yüklerin hafifletilmesiyle ilgilidir.

    İmza

    kindi@mynet.com