Gazze’deki cihadî selefi gruplardan Celcelat isimli grubun liderlerinden olan Ebubekir el-Ensarî Associated Press’e verdiği mülakatta, Gazze’deki Selefi Hareket’in normalde bilinenden daha büyük ve daha örgütlü olduğunu ve Suriye’de onlarca savaşçılarının bulunduğunu söyledi. 2011 yılında İtalyan aktivist Vittorio Arrigoni’nin öldürülmesini de üstlenen selefi gruplardan birinin lideri olan el-Ensarî, selefilerin İsrail’le yapılan ateşkes konusunda şimdilik Hamas’la mutabakat içinde olduğunu fakat her an savaşa girişebileceklerini belirtti. El-Ensarî Associated Press’e verdiği mülakatta “Biz İsrail uyduğu müddetçe ateşkese uyacağımıza dair Hamas’la bir anlaşma yapmış vaziyetteyiz. Fakat İsrail ateşkesi çiğnediği anda Hamas’a danışmadan roketlerimizi ateşleriz” dedi.

Bilindiği gibi, Gazze’deki selefi varlığı bir süredir Hamas’ın başını ağrıtıyor. Selefiler Gazze’deki küçük hristiyan toplumuna göz dağı olarak internet kafelerine ve müzik dükkanlarına bombalı saldırılar düzenlemekle, 2007’de bir BBC muhabirini kaçırmakla ve daha da yeni olarak 2011 yılında İtalyan aktivist Vittorio Arrigoni’yi öldürmekle suçlanıyorlar. Aynı zamanda Gazze Şeridi’nin içinde yaşayan selefilerin Mısır’ın Sina Yarımadası’ndaki Mısırlı ve İsrailli hedeflere saldırılar düzenleyen selefilerle irtibatlı oldukları da var sayılıyor. Sina’daki selefiler tarafından düzenlenen Mısırlı hedeflere yönelik saldırılar, Mısırlı yetkililer tarafından Hamas’la ilişkilendirilmiş ve Hamas’ın Mısır’daki elini hissedilir derecede zayıflatmıştı.

Associated Press’in bildirdiğine göre, Gazze’deki yerel medya tarafından da iyi bilinen bir komutan olan el-Ensarî, verdiği mülakatta güvenlik gerekçesiyle kimliğini gizlemeyi ve künyesini kullanmayı tercih etmiş. Daha önce Hamas’ın silahlı kanadının üyesi olduğunu söyleyen Ebu Bekir el-Ensari, Hamas’ın Gazze’de 2006’da yapılan seçimlere katılmasının ardından Hamas’tan ayrıldığını belirtiyor. Kendi anlatımına göre, ilerleyen senelerde Hamas tarafından ateşkes hüküm sürerken İsrail’e roket gönderme ve berber dükkanlarına ve başka kimi dükkanlara saldırılar düzenleme suçlamalarıyla “terörist gruplar” kurduğu ve “ulusal çıkarları zedelediği” gerekçesiyle tutuklanmış. Sonrasında yine Hamas tarafından hapse atılmış, dövülmüş ve hücre hapsine mahkum edilmiş.

Associated Press’in aktardığına göre el-Ensari “Selefiler olarak biz 6 gruptan oluşuyoruz ve binlerce savaşçıya, muhtemelen dört bin civarında savaşçıya sahibiz” derken, bir Hamas yetkilisi Gazze’de en fazla birkaç düzine selefi savaşçı olduğunu söylüyor. İsrailli el-Kaide uzmanı Aviv Oreg ise Gazze’deki selefi savaşçıların sayısını 1000’e kadar yükseltiyor.

Haberde, selefilerin; Hamas’ın buralarda alkol alınmayacağını, müstehcen filmler oynatılmayacağını ve kadın-erkek karışık bir biçimde oturulmayacağını garanti etmesinin ardından dükkanlara, kafelere ve berber salonlarına saldırmayı bıraktıkları belirtilirken el-Ensarî’nin “Eğer Hamas bu yerlerdeki kötü işlerin işlenmesini durdurmayı bırakırsa, biz de geri döneriz” dediği bildiriliyor.

El-Ensarî Associated Press’e verdiği mülakatında, selefi savaşçıların 2011 Nisanı’nda İtalyan aktivist Vittorio Arrigoni’yi Hamas’la bir esir takasına girişmek için kaçırdığını, fakat Hamas’ın esir takası taleplerini reddetmesinin ardından İtalyan aktivistin Müslüman kadınlarla içli dışlı olması ve casusluk yapması gerekçesiyle öldürüldüğünü söylüyor.

Söz konusu mülakatta, el-Ensari Suriye’de savaşan toplamda 100 Gazzeli selefinin olduğunu ve bunların 10 tanesinin savaşta hayatını kaybettiğini de ifade ediyor. Basına açıklama yapma yetkisi olmayan başka bir Hamas yetkilisi de Associated Press’e ismini vermeden yaptığı açıklamada, selefilerle bir ateşkes sürecinin sürdüğünü fakat Gazze’deki selefilerin el-Ensarî’nin bahsettiğinden çok daha az olduğunu belirtiyor.

Associated Press’e yaptığı açıklamasında Gazze merkezli Selefi gruplar uzmanı Muhammed Hicazî ise, Gazze’deki selefilerin sayısının son birkaç yılda Esad’a muhalif Körfez devletlerinden akan para sebebiyle artış gösterdiğini ifade ediyor. Fakat buna rağmen Gazze’deki Selefi Hareket’in bir halk hareketi olmadığını, bunun aksine savaşmak isteyenleri cezbeden ‘elit’ bir hareket olduğunu ifade ediyor.